1

Yaşlılık Depresyonu, Yaşam Kalitesini ve Süresini Kısaltıyor

Yaşlılık bireyin fiziksel görünüm, güç, rol ve bulunduğu konum açısından kayba uğradığı, ve fiziksel hastalıkların artarak bireyin çevreye bağımlı hale geldiği bir dönemdir. Yapılan çalışmalarda; kadın olmanın, boşanmış ya da ayrı yaşamanın, düşük sosyoekonomik düzeyin, sosyal desteğin yetersiz olması ya da bulunmamasının, beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan ya da yakın dönemde olan olumsuz yaşam olaylarının yaşlı hastalarda ortaya  çıkan depresyonla çok yakından bir ilişkisi vardır. Bu dönemi yaşayan insanların ruhsal ve fiziksel durumlarına yönelik yaklaşımın diğer yaş gruplarına olan yaklaşımından farklı olması gerekmektedir. Özellikle eşin yitirilmesi durumunda depresif belirti ve sendromlar sıklıkla gelişebilmektedir. Eşin yitirilmesi sonrasında yaşanan yalnızlık düşünceleri, izolasyon, diğer insanlarla etkileşimin azalması,depresyon açısından önemli bir zemin hazırlar. Eşin yitirilmesinin ardından gelen ilk iki yıl içerisinde depresyon geçirme riski en yüksek olan yıllardır. Yas, yaşayanların ise en az %14’ü depresyon geçirmektedir. Yaşlılarda geçirilen depresyonların en riskli kısımı ise,intihar riskinin yüksek olmasıdır. Bu intihar riski; kadınlarda 65 yaş, erkeklerde ise 80’li yaşlarda bir artış göstermektedir. Yaşlı bireylerin intihar girişiminde bulunma olasılıkları az olmakla birlikte, bu kişilerin bu eylemi tamamlama olasılıkları daha yüksektir. Belkide intihar girişimi açısından genç nesile göre daha az sıklıkta intihar girişiminde bulunsalarda, gençlere göre ölümle sonuçlanan intiharlara, yaşlılar arasında gençlere göre daha yüksek oranda rastlamaktayız.

Yaşlılarda ortaya çıkan depresyonda seyir olarak farklılık gösterir. Unutkanlık, konsantrasyon güçlüğü, isteksizlik, eskiden zevk alarak yaptığı etkinliklerden zevk alamama, sabah uyandığında enerji azlığı, iştahsızlık hatta ileri safhalarda ilacını yada yemeği reddetme,  ağlamalar, sinirlilik gibi etkenler dışında, hastalık hastalığı, vücutta ağrıların olması, çok önemli bulgulardır. Vücutlarındaki en ufacık bir sağlık sorunu ile aşırı ilgilenme ve endişe hali vardır. Bu yaşlarda başkalarına muhtaç olma, fiziksel hastalıklar, eşinin ölümü gibi çeşitli etkenler bu yaşta depresyonun nedenleri olabilir. Bu yaşlarda geçmiş yaşamla ile ilgili bir gözden geçirme yapılır. Kişi, tüm hayatı boyunca üretici bir hayat yaşamamışsa, umutsuzluk duyguları oluşur. Ayrıca biyolojik değişikliklerde oluşur ve beyinde, kişiyi depresyondan koruyan bazı maddelerin yıkımında artış olduğu için, beyinde bu maddeler azalır. Ayrıca benim sıkça rastladığım bir etken daha var ki oda; anne yada babalarına çocuklarının dönüşmeli olarak bakıyor olmaları. Fakat en kötüsü ,yaşlı kişinin böyle bir durumda çocuklarına ulaşmak için şehir şehir dolaşmak zorunda kalmasıdır. Tam bir evin düzenine, komşularına, şehre,  gelin yada damadın huyuna(???) alışmışken bir başka şehirde yaşayan çocuğunun yanına gider. Göç, zaten başlı başına bir depresyon nedenidir. Bu durumda olan aileler “başka yapacak seçeneğimiz yok ne yapabiliriz? Bunları bizlerde biliyoruz ama? “ diyebilirler.  Ama, o yaşları hepinizin, sağlık içerisinde , kendinizi değersiz ve birilerine muhtaç olduğunuzu hissetmeden geçirmeniz dileğiyle.
Sağlıcakla Kalın.

Dr.İbrahim Bilgen
Psikiyatrist-Psikoterapist

 

İlgili Başlıklar