1

Okul Başarısı

Dört  yaşında  yuvaya giden çocuk; o gün öğretmeninin de yardımıyla yaptığı uçağı annesine ve babasına büyük bir hevesle sunar. Anne-baba:

-Ooo, çok başarılı. Harika yapmışsın canım! Aferin sana. Bizim oğlumuz çok başarılı, çok becerikli gibi güzel sözlerle çok da uçağa benzemeyen ve üzerindeki çizgilerle penceresi de olduğu da söylenilen o günkü uçağı başarılı bulurlar.

Aradan iki sene geçer, çocuk artık ilköğretimin ilk basamağındadır. Bir gün yine okuldan bir çalışmayla eve döner, çok da başarılı olduğu söylenemeyen ve okulda da bitirilememiş çalışma anne baba tarafından;

-Bak olmamış, gel daha başarılısını yeniden yapalım, şeklinde bir yönlendirme ile tekrar yapmaya davet edilir. Bu, “Okulda da başaramadım” duygusuyla eve gelen çocukta negatif yönde bir dürtü etkisi yaratır. Ve çocuk kızgın ama ağlamaklı bakışlarla iki sene evvel yaptığı ve anne babası tarafından “başarılı” bulunan penceresinin kenarındaki uçağına öylece bakar… İçinde ise çözemediği soru: Başarılı mıyım? Başarısız mıyım?

Her çocukta öğrenme kendine göre bir anlam taşır. Yani öğrenmede bireysel farklılıklar söz konusudur ve her çocukta farklı düzeydedir. Bazı çocuk rahat ve çabuk öğrenir, çabuk unutur. Bazıları geç öğrenir, çabuk unutmaz.Bazıları öğrenmede güçlük çeker, bazıları hiç öğrenemezler.

Öğrenebilme yani öğrenme gücü;

  • Çocuğun zeka durumuna,
  • Gelişim ve olgunluk düzeyine,
  • Duruma ve
  • Konuya göre değişir.

Sonuç olarak denilebilir ki öğrenme, bazı koşullara bağlıdır. Bu koşullardan bir kısmı öğrenmeyi kolaylaştırırken, bir kısmının da öğrenmeyi engellediği görülür. Nedir bunlar?

Güdülenme(Motivasyon)

Öğrenmeyi sağlayan, teşvik eden koşullara motivasyon denir. Öğrencinin iyi bir not alması, bir sınavı başarması, bir yarışmayı kazanması, çocuğun maddi ve manevi olarak ödüllendirileceğini bilmesi, motivasyon kaynaklarıdır. Motivasyon ne kadar güçlü ise, öğrenme o kadar kolay ve hızlı olur.

Burada dikkat  edilmesi gereken en önemli nokta; nasıl öğrenmede bireysel özellikler göz önünde tutuluyorsa, motivasyonun seçiminde de çocuğu tanıyarak tercih yapılmalıdır. Başarısızlığı nedeniyle çok sık cezalandırılan çocuk,  başarısı sonucu ödüllendirilen çocuk kadar öğrenemez.

Hazırlıklı Oluş:

Çocuğu öğrenme işine hazırlama olarak tanımlanabilen hazırlıklı oluş da aileye de öğretmene de pek çok görev düşer. Çocuk, doğduğu andan itibaren yaşına, gelişim düzeyine, yetenek ve ilgilerine uygun bir biçimde uyarılmalıdır. Ancak yetersiz uyarmak kadar, aşırı uyarmanın sakıncaları da göz ardı edilmemelidir.

Bu noktada, çocuğun zihinsel yetilerini geliştirmekten başka  duygusal olgunluğu için de  gerekli adımlar atılmalı, sosyalleşmesi, sorumluk duygusunun gelişmesi, öz bakım ihtiyaçlarını yerine getirebilmesi gibi faktörler göz önünde tutulmalıdır.

Alıştırma-tekrar:

Öğrenmenin iyi ve kalıcı olması ancak alıştırma ve tekrar ile mümkün olur. Tekrar sayısı arttıkça öğrenmede ilerleme görülür. Gerekli  tekrar  sayısı, tekrar/alıştırma şeklinin nasıl olacağı da yine öğrencinin bireysel farklılığına göre şekillenmelidir. Bu konuda motivasyon önemli olduğundan ödüllendirmeden yararlanılabilinir.

Öğrenme Materyali:

Öğrenilecek materyalin seçiminde anlama, kavrama yeteneklerini harekete geçirenler tercih edilmelidir. Önemli olan bilgileri çocuğun belleğine yığmak değil, belli bilgileri bir düzen içinde ve birbiriyle bağlantılı olarak , bunlardan yararlanılacak şekilde kazandırmaktır.

Okul başarısını etkileyen faktörler;

Öğrencinin;

  • Zeka düzeyi
  • Bedensel gelişimi,
  • Duygusal, ruhsal özellikleri,
  • Sosyal olgunluk düzeyi

Ailede;

  • Anne-babanın tutum ve davranışları,
  • Eğitim ve disiplin anlayışı,
  • Okuma ve öğrenme motivasyonu,

Okul ortamı;

  • Öğretmenin tutum ve davranışları,
  • Ders programı ve öğretim yöntemleri

olarak sıralanabilir.

Peki ne yapılmalı?

Okul için;

  • Öncelikle okul seçimi çok önemli. Öğrencinin gelişim düzeyine uygun bir okulda/sınıfta eğitim görmesi, ders programının ve derslerin içeriğinin öğrencinin olgunluk ve gelişim özelliklerine uyması gereklidir.
  • Ayrıca öğrenciye sunulan öğrenme materyalinin çocuğa ne çok güç, ne de çok kolay gelmesi; teorik dersler kadar pratik derslere  ve uygulamalara da yer verilmesi gerekmektedir.
  • Öğretim sırasında öğrencin aktif tutulması da çok değerlidir. Bunun yanı sıra öğrencinin birden fazla duyu organının uyarılmasına özen gösterilmesi, araç-gereç kullanarak öğretimin canlı kılınması, yerine göre bireysel çalışma ya da grup çalışmasına yer verilmesi önemlidir.
  •  Öğretmenin planlı ve programlı olması ve öğrencilerinin bireysel farklılıklarına göre öğretime yöne vermesi de çok değerlidir.

Ailede,

  • Çocuğa uygun çalışma ortamının hazırlanması,
  • Çocuğun beslenme, uyku ve oyun ihtiyaçlarının sağlıklı ve kaliteli bir biçimde giderilmesi,
  • Doğru davranışının pekiştirilmesi, ödüllendirme yolu ile-aşırıya kaçmadan- çocukta öğrenme isteği ve hevesinin uyandırılması,
  • Ders çalışma şeklinin öğretilmesi,doğuştan bu alışkanlıkla doğmadığının, ders çalışma yöntem ve stratejilerinin öğrenilebileceği/e benimsenmesi,
  • Okul ve aile ortamında bireyler arasındaki ilişkilerin düzenli, huzurlu ve sağlıklı olması,
  • Çocuğun güven ve sevgi içinde büyümesi,
  • Kendisini geliştirme fırsatının sağlanması gerekmektedir.
  • En önemlisi ise, ba-şa-rı-nın çok fazla önemsenmemesi, başarının çok önemsendiği, çok konuşulduğu  ailelerde çocukların başarısızlıkları ile ön plana çıkmaya çalıştığı gözlenmektedir.

Burada sorulması gereken soru:

BAŞARI: Kime göre başarı? Neye göre başarı? ve

Ne kadar başarı? Çok değişken değil mi?

Son olarak denilebilir ki, eğitimin amacına ulaşması, ancak her çocuğu tam anlamıyla , içindeki  tüm cevherleriyle  tanımakla mümkün olur. Ve çocuk başarılı da olsa başarısız da olsa(unutmadan kime göre, neye göre başarı?) daima sevilir, sevilir, sevilir…. Koşulsuzca…

Mürüvvet ADALI UYGUN
Eğitim Danışmanı

İlgili Başlıklar