1

İstek Olmazsa Ders Çalışmak Başarıyı Getirir mi?

Psikoloji’de motivasyon; bir işe başlamada bizi harekete geçiren dürtü anlamında kullanılır. Bu dürtü merak olabilir, ilgi olabilir, bir ihtiyacı gidermek, itibar veya para kazanmak olabilir. İş öğrencilerde motivasyona gelince de hepinizin tahmin ettiği gibi ders çalışmak olmaktadır. Bana ve bu konuda uzman psikolog arkadaşlarıma “Eğitim Danışmanlığı” için gelen çoğu öğrencide en fazla dikkatimizi çeken konunun motivasyon eksikliği olduğunu gözlemlemekteyiz. Motivasyon, esasında bir arabayı harekete geçiren benzin gibidir. Araba ne kadar iyi olursa olsun harekete geçmediği sürece etkinlik açısından bir yayadan farkı yoktur. Peki, öğrencilerin motivasyonunu neler bozmaktadır. Biraz küçüklüğe gidersek yapılan çalışmaların sonuçlarından bahsetmek isterim. Çocuklarda merak, çocuğun nelere odaklandığı, bireysel özellikleri, içinde bulunduğu yaş dönemi kadar çevresinde gördükleri, duydukları ve çevre değerleriyle biçimlenir. Eğer önemsenen, konuşulan konular; kim ne almış, ne giymiş, ne yapmışsa çocuğun merakı bu konulara, eğer daha geniş çevreyle ilgili, bilgi ve bilgilenmeye yönelikse farklı konulara yönelecektir. Sonuç itibariyle istisnalar dışında çocuklarımıza ne sunuyorsak onunla karşılaşmaktayız. Bazı aileler çocukta sadece çok çalışma ile başarıya ulaşıldığını düşünerek sorunun üzerine baskı ile gitmeye kalkışıyorlar. Çok haklısınız gerçekten zor bir durum. Çocuğunuz karşınızda duyarsızca duruyor ve siz sadece onu seyrediyorsunuz. Belki de hayatının en önemli yıllarını bilgisayar başında “MSN”’de ya da oyun oynayarak harcıyor. Hiçbir yöntem işe yaramıyor. Kısıtlıyorsunuz, yasaklıyorsunuz, bağırıyorsunuz, küsüyorsunuz hatta geçmişte yaşadığınız kötü anılarınızdan bahsediyorsunuz ama nafile.

Her çocuğun öğrenme kapasitesi farklıdır. Çocuğun kapasitesinin altında sunulan bilgi bıkkınlığa, kapasitesinin üstünde sunulan ve beklenilen de endişeye yol açar. Bunun için derslerde işlenen konuların içeriği ve seviyesi, verilen ödevlerin çocuğu motive edici niteliği önem taşır. Her çocuk için her yöntem uygulanmaz yöntemler çocuğun yapısına göre değiştirilerek uygulanır. Bunun içinde çocuğu çok iyi bir şekilde anlamak ve eksikliğini belirlemek gerekir. Bundan sonrasında da çocuğu hedefe yönlendirmek gerekir. Çünkü hayatta her türlü değişim fark edilme ile başlar. Fark etmediğiniz hiçbir şey değişime geçemez. Ne bağırarak, ne de kendinizi harap ederek. Onun dilinden anlayıp ona göre konuşmak gerekir. Bir kişi bir kelime bile Türkçe bilmiyorsa gelen bir tehlikenin yaklaştığını ona nasıl anlatacaksınız?

Dr. İbrahim Bilgen
Psikiyatrist-Psikoterapist

İlgili Başlıklar