1

Her Çocuk Aynı mı?

Bu soruya açık bir yanıt vermek gerekirse“hayır”. Her çocuk, aynı gelişim dönemlerini farklı şekillerde geçirir. Bu farklılığın sebepleri arasında, çocuğun yapısı, yetiştirilme şekilleri ve tutumları, cinsiyeti ve çevresel koşullar belirleyicidir. Örneğin çok kilolu çocuklar, zayıf olanlara göre daha yavaş hareket ederler ve daha geç sıralayıp, yürürler. Yani motor gelişim aşamasında çocuklar arasında farklar olabilir. Bazı çocuklar sakin ve sessizken, bazı çocuklar panik içinde ve telaşlıdır. Hatta bazı bebekler sabırla annelerinin kendilerini emzirmesini beklerken, bazıları da ortalığı ayağa kaldırır. Bazı bebekler daha sevecen ve etraflarına gülücükler dağıtırken, bazıları son derece ciddi olurlar. Nasıl ki, sizin ilgi alanlarınız, çevrenizdekilerden farklı ve ayrı ise, çocuğunuzunkiler de öyledir. Burada anne ve babaların düştükleri en önemli tuzak ise , çocuklarını başka çocuklar ile kıyaslamalarıdır.

Dünkü yazımda buna değinmeye çalıştım. Çünkü insanoğlunun en büyük isyanı, başkaları ile kıyaslanmaktır. Kadın olsun , erkek olsun, çocuk olsun, insan, en büyük sıkıntıyı, başka insanlarla kıyaslandığı zaman hisseder. Bu ,esasında tabiri caiz ise “ kişilik tacizidir”.

Toplum olarak her şeyimizi birbirimizle mukayese ettiğimiz gibi, çocuklarımızı da ederiz. Hatta ilk doğduğu gün, “Nasıl sağlıklı mı?” diye soracağımıza, “Kaç kilo doğdu? Çok zayıfmış, benimki tam 4 kilo doğmuştu” Bunu herhalde çevresinden pek duymamış bir anne yoktur. Yürüdü mü? Kaç yaşında konuştu? Okulda başarılı mı? Erken yatar mı? Notları nasıl? Takdir yada teşekkür aldı mı? Kendi kendine ders çalışıyor mu? Hangi üniversiteyi kazandı? Hala evlenmedi mi? Ne zaman çocuk düşünüyorlar yaşıtlarının torunu olacak? Biz onların yaşındayken……. Bu örnekler sizlerinde tahmin ettiği gibi sayfalarca uzatılabilir. Yapılan araştırmalar, anne babaların çocuklarını en çok “eğitim çağlarında” başka çocuklarla kıyasladığını gösteriyor. Çocuklarda, bunlara ders çalışmayarak, öfkelenerek, hareketlilik, tutturma davranışı olarak yanıt veriyorlar. Çocuğunuz sınıfta okumayı en son söken bir çocuk olabilir, çocuğunuz duygusal olabilir, çocuğunuz matematikte sınıf birincisi olmaya da bilir. Bu tip kıyaslamalarla onu motive etmek yerine, içine kapanmasına, sıkıntı hissetmesine ve gizli gizli içinde sizlere karşı öfke beslemesine neden olabilirsiniz. Unutmayın ki, kendi başarıları takdir edilmeyen ve sürekli olarak çevresindeki arkadaşlarının başarıları örnek gösterilen çocuklarda, kendisini değersiz hissetme, kızgınlık hissi ve çalışma motivasyonunda düşme gözlenmektedir. Çocuğunuz sizin, bir parçanızdır ama onu, dünyaya getirmiş olmanız kişiliğini kabul etmemeniz anlamına gelmemelidir. Sağlıcakla kalın.

Dr. İbrahim Bilgen
Psikiyatrist-Psikoterapist
Sabah Gazetesi’nde yayınlanmıştır.

İlgili Başlıklar