1

Dikkat Eksikliğinin Okul Başarısına Etkisi

Çocukta dikkat kusuru özellikle eğitim hayatının başlamasıyla belirgin hale gelir. Okul öncesi dönemde de her şeyden çabuk sıkılan ve bıkan bu çocuklar, oyuncaklardan dahi sıkılıp kısa bir süre sonra onları parçalamayı tercih ederler. Okulun başlamasıyla birlikte öğrenmeye karşı ilgisizdirler. Ödev yapmayı sevmez, anne/baba ve öğretmenin zoruyla ödev yaparlar. Ödevleri yapmakta hayli zorlanırlar. Masanın başına oturamaz, otursalar dahi çeşitli bahaneler uydurarak (tuvalete gitme, su içme gibi) sık sık masa başından kalkarlar. Anne /babayı ders çalışırken sürekli yanlarında isterler. Üzerine aldıkları bir işi sürekli bitirmekte zorlanır, bir işi bitirmeden hemen diğerine geçerler. Kendileriyle konuşulduğunda sanki konuşanı dinlemiyormuş görüntüsü verirler. Bir komutu birkaç defa söyledikten sonra yerine getirirler.

Sınıfta dersi takip etmedikleri gözlenir. Dışarıdan gelen uyarılarla hemen dikkatleri dağılır. Ders dışı işlerle fazlaca ilgilenir, elindeki kalem, defter ve oyuncak gibi malzemeyle uğraşır, dersi takip edemezler. Derste sıkılmaları nedeniyle sınıfın dikkatini ve huzurunu bozacak davranışlar sergileyebilirler. (derste konuşma, arkadaşlarına laf atma ve garip sesler çıkarma gibi). Okuma ve yazma kaliteleri yaşıtlarından kötü, defter düzeni ve yazıları bozuk olabilir. Okurken sık hata yapabilir ve cümlenin sonunda kelime uydurmalarına rastlanabilir. Unutkandırlar. Sınıfta sık eşya kaybetme yanında, iyi öğrendiklerini düşündüğünüz bir bilgiyi de çabuk unutabilirler. Kendilerine uygun bir çalışma düzeni ve sistemi geliştiremezler. Okuma ve yazmayı genellikle sevmezler. Ders kitabı okumanın yanında hikaye ve roman türü kitapları okumaya karşı da isteksizdirler. Yaşanan tüm bu öğrenme zorluklarına sınavlarda dikkatsizce yapılan hatalar eklenir. Sabırsızlıkları nedeniyle soruları hızlıca okuma, tam okumama ve yanlış okumalara sık rastlanır. Bu nedenle çok iyi bildikleri bir soruyu dahi yanlış cevaplayabilirler. Test sınavlarında çeldiricilere kolaylıkla kanarlar. Özellikle ilkokula başladığı yıllarda sınav kağıdını öncelikle vermeyi marifet sayarlar. Sonunda bilgileri ve bildiklerinden daha azı oranında not alırlar. Dikkat eksikliği okul öncesi dönemde pek fark edilmeyebilir. Ancak bu çocukların bir kısmı ders dışı işlerde de çabuk sıkılma belirtileri gösterirler. Zeka düzeyi iyi olan ve ek olarak özel öğrenme güçlüğü olmayan çocuklar ilkokulun 3.ve 4.sınıflarına kadar derslerde sorun yaşamayabilirler.

Çalışmadıkları ve dersi iyi takip etmedikleri halde notları kötü olmayabilir. Derslerin ağırlaşmasıyla birlikte başarıda ciddi düşüşler yaşanmaya başlanır. Ev içinde günlük yapmaları gereken işler konusunda sorumluluk almak istemezler. Genellikle dağınıktırlar ve kurallardan hoşlanmazlar. Tabi bunu hemen dikkat eksikliği hiperaktivite ye bağlamamak lazım ama maalesef Türkiye’de her dediği yapılan ve bilinçli ceza uygulanmayan çocuklarında hiperaktif görünümler sergilediğine de üzülerek tanıkolmaktayım. Hiperaktivite ve dikkat eksikliği çok kolay şekilde tanısı konulacak bir hastalık değildir. Çok çeşitli nedenler çocuklarda dikkat eksikliği yapabilir.

Bunun çok iyi ayırt edilmesi gerekir. Eğer tanı “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu” ise muhakkak tedavisi yapılmalıdır. Çünkü bu hastalık her zaman dediğim gibi çocuğunuzu bir arabaya benzetirsek el freni çekik bir araba ile gidilmesi gibidir. Nasıl o arabanın el frenini indirdiğinizde anında performansı artarsa ,bu çocuklar da tedavi edildiğinde anında akademik başarıları yükselmektedir. Öncelikle yazılarımdaki en büyük hedefim sizlere, eğer arabanızın el freni çekik kalmışsa ve sizde bunu fark etmiyorsanız bir an önce bunu sizlere fark ettirmeye çalışmak olmuştur. Eğer birkaçınıza bile bugünkü yazımla fark ettirebildiysem ne mutlu bana. Sağlıcakla kalın..

Dr. İbrahim Bilgen
Psikiyatrist – Psikoterapist

İlgili Başlıklar