1

Çocuğumdan Ayrı Kalmak Onda Bir İz Bırakır mı?

Dün bana gelmiş olan mailler arasından seçtiğim ve ilginç bulduğum bir maili bugün sizlerle paylaşmak istiyorum. Maili tıpa tıp yazmak istemiyorum. Kısaca kişinin neler anlattığını sizlere özetlemeye çalışacağım. Yazan bir anneydi.” Eşinin işi dolayısıyla başka bir şehire sık sık gittiğini ve artık eşinin (yani kocasının) ailesinin de kendi yanında olmasını istediğini yazıyordu.Yazan kişide bunu hem istediğini, hem de istemediğini belirtiyordu. Çünkü annesi sık sık depresyona giriyor ve annesini tek hayata bağlayan şeyin kızının olduğunu söylüyordu. Eğer kızını da alarak eşinin yanına giderse, annesini ölüme terk edebileceğini düşünüyordu. Kendisi, eşiyle gitmeye ve çocuğunu da annesine bırakmaya karar verdiğini yazıyordu. Arada tatillerde görmeye kızını geleceğini ve böylece de annesine  bir uğraş olacağını belirtiyordu.” Bence benden isten ise bunun doğru bir karar olduğu yönünde onay vermemdi. Bu arada söylemeyi unuttum kızı 2,5 ( iki buçuk) yaşındaydı. Ben bu okuruma zaten çok uzun bir açıklama ile yanıt verdim. Ama bu konu çok sık olarak karşıma geldiği için bu vesile ile sizlerle bu konuyu da paylaşmak istedim.

Çeşitli nedenlerle anneler çocuklarını annelerine ya da başkalarına yolluyorlar. Bunun içinde tabii ki her annenin bir açıklaması oluyor.Yoksa hangi anne, çocuğundan uzun süreli ayrı kalmak ister. Bence kusura bakmayın ama çok aciz bir durumu yoksa ancak kişilik sorunu olan bir anne çocuğundan bu şekilde ayrı kalabilir.  Bunu da cami önüne çocuğunu bırakıp gidenlere söylüyorum.

Bir çocuktan ayrı  kalma nedenleri bazen KPSS sınavına çalışmak için, ona daha iyi imkan sağlayacak parayı kazanmak için, çevresine hayır diyemediği için ya da başka bir nedene bağlı olabilir. Sizler çocukları bırakıyorsunuz. O zavallılar sizlerden ayrıldığı için  depresyona giriyorlar. İlk belirtileri yemekten içmekten kesilmek oluyor. Sizi gördüklerinde zaten bu ufacık sandığınız varlıklar, çok da güzel sizlere tepkilerini gösteriyorlar. Suratınıza bakmıyorlar. Geceleri uykuları kaçıyor. Sık sık ağlıyorlar. Biraz kendinizden düşünsenize en sevdiğiniz kişi (eşiniz, anneniz, çocuğunuz vb.) size açıklama yapmadan birilerinin yanına sizi yollasa ne düşünürdünüz.  Ama benim sebebim var demeyin lütfen, bu ufacık çocuğa açıklama yapsanız bile sizi ne kadar anlayacaktır. Bu nedenle haber vermeden sizi birilerine verseler dedim. Hiç “reddedilmişliği, istenilmemişliği, değersizliği “ yaşamaz mısınız?. O çocuktur anlamaz değil mi? Öyle bir anlarlar ki inanın yıllar sonra sizin hatırlayamadıklarınızı öyle güzel hatırlarlar ki şaşırıp kalırsınız. Konudan konuya atlıyorum ama bana bir gün bir ergen getirmişlerdi. Sebep ise çocuğun annesine olan öfkesiydi. Annesi çaresiz bir surat ifadesi ile  “Sanki bana, düşmanıymışım gibi davranıyor doktor bey” diyordu . O çocuk ikinci seansta o anneye, nasıl anneannesine yollandığını, bu sürede neler yaşadığını, her gece nasıl ağladığını hıçkıra hıçkıra ağlayarak anlattı tarif bile edemem. Hala gözümün önünde. Çok etkilenmiştim. Annesi “ ama bunları sen nasıl hatırlarsın çok ufaktın” diyordu. Hayatta en unutulmayan anılar en çok canımızı acıtanlardır. Bu ne yaşa nede başa bakar. Unutmayın ki çocuklarınız donmamış bir beton gibidir; üzerlerine ne düşerse iz bırakır.

Sağlıcakla Kalın.

Dr.İbrahim Bilgen
Psikiyatrist-Psikoterapist

İlgili Başlıklar