1

Kendisine Güvenen Bir Çocuğunuz mu Olmasını İstiyorsunuz?

Belkide bugünkü güvensizliklerimizin, kararsızlıklarımızın, bizi üretkenlikten, yaşam sevincinden, insanlarla dayanışma içerisine girmekten uzak tutan önyargılarımızın kökeninde, çocukluğumuzda bize verilememiş mesajların eksikliği olduğunu düşünüyorum. Bu mesajlar öyle önemli ki, bizim kişiliğimizin büyük bir bölümünü oluşturuyor. İsterseniz bunu sizinle birlikte şu anda bir test edelim. Şimdi, kendinizde en sevdiğiniz ve en sevmediğiniz iki özelliğinizin ne olduğunu ve sonrasında da, bu özelliklerinizi nereden veya kimlerden öğrenmiş olabileceğinizi düşünün. İnanın, vereceğiniz yanıtlar için çok çaba sarf etmeyeceksinizdir. Çocuklarda da kişiliğin %80 ‘i altı yaşına kadar gelişir. Peki, bugünkü başlığımızda da olduğu gibi güvenli bir çocuk yetiştirebilmek için nelere dikkat etmemiz gerekir? Ya da başka bir değişle çocuğumuza nasıl davranmamız gerekir? Dilerseniz güvenli bir çocuk yetiştirebilmek için çocuğunuza sözle değil, davranışlarınızla vermeniz gereken mesajların neler olabileceğine bakalım. Yürüyene kadar geçen zamanda verilmesi gereken mesajlar” İyi ki doğdun ve iyi ki varsın. Senin ihtiyaçların benim için önemli. İyi ki sen sensin. Seni seviyorum ve sana severek bakıyorum”. Yavaş yavaş artık her yere koşturmaya, sizin bir tarafa, çocuğunuzun başka bir tarafa gitmeye başladığı daha doğrusu ertesi gün sabah uyandığınızda bazı kaslarınızın hamladığını fark ettiğiniz yaşlar olan 1,5 – 4 yaş arasında çocuğunuza ne gibi mesajlar vermelisiniz? “ Araştırır ve deneyebilirsin. Bunun için ben seni desteklerim. Başarana kadar bir hareketi deneyebilirsin. Bir hareketi başlatmanı, büyümeni ve öğrenmeni izlemek bana zevk veriyor. Hareketli olduğunda da, sessiz olduğunda da seni çok seviyorum.” 3 yaşından sonra verilmeye devam edilecek mesajlar ise; “ Kendi başına düşünmeye başladığın için çok memnunum Öfke duyabilirsin. Ben senin kendine veya başkasına zarar vermene izin veremem. Hayır diyebilirsin ve ihtiyacın olduğu kadar sınırları zorlayıp test edebilirsin. Sen kendin için düşünmeyi öğrenebilirsin, ben de kendim için düşünebilirim. İhtiyacının ne olduğunu bilebilir ve gerekirse yardım isteyebilirsin. Bende ayrışımını yapabilirsin ve ben yine seni sevmeye devam ederim. Çünkü ben seni sadece sen olduğun için seviyorum.”

Bunları yapabilmenin yolunun burada yazmış olduğum satırları okumaktan geçmediğini iyi biliyorum. Bu mesajları da bizler kendi anne ve babalarımızdan öğrenerek çocuklarımıza aktarıyoruz. Ama maalesef bazen çocuklarımızı, sırf kendi kaygılarımızı bir kenara bırakamadığımız için kendimize bağımlı kılıyoruz. Ama her değişim öncelikle fark etmekle başlar. Sağlıklı, mutlu ve huzur dolu, nice günler geçirmeniz dileğiyle,

Dr. İbrahim Bilgen
Psikiyatrist-Psikoterapist

İlgili Başlıklar