1

Babanın Önemi ve Babadan Ayrılığa Tepkiler

Günümüzde ekonomik sorunlar nedeni ile çalışan anne sayısının artması, zaten daha önceden de olması gereken fakat ancak bu gibi durumlar sonucu anlaşılan bir gerçeğin ortaya çıkmasına neden oldu. Bu gerçek de babanın, çocuk üzerindeki görevlerinin neler olduğuydu? Eskiden olduğu gibi biz erkeklerin sadece eve para getirmek gibi bir bahanemiz kalmadı. Eve artık para getiren bir kadında var. Ama kadın eve para getirse de getirmese de babanın rolü günümüzde çocuk üzerinde değişmeye başladı. Bebek ile baba ilişkileri konusundaki çalışmalar açıkça ortaya koyar ki bebekler yaşamlarının ilk yılının ortalarında ana babadan her ikisiyle de bağlılık kurarlar; bu, bebeğe öncelikle annenin baktığı ve babanın bebekle daha az beraber olabildiği durumlar için bile söz konusudur. Araştırmalar, bebeğin doğumundan sonraki ilk üç gün içinde bir saat süresince bebekle göz teması kuran ve en az iki kez bebeği soyup giydiren babaların, çocuğun bakımında, diğer babalara göre daha fazla rol aldıklarını göstermiştir.

Yapılan çalışmalar; babaların oğulları ile daha fazla oyun oynamaya eğilimli olduklarını, onlara daha fazla dokunup konuştuklarını, 2 yaşındaki erkek çocuklarının da oyun oynamak için daha çok babalarını tercih ettiklerini göstermektedir. Yeri gelmişken, 2,5 yaşında gelişmeye başlayan cinsel kimlik döneminde erkek çocukların baba ile kız çocuklarında anne ile daha fazla zaman geçirmesi gerekmektedir. Tabi ki çocuk gelişiminde en ideali, anne ve babanın iş birliği içerisinde olduğu bir ilişki tarzıdır. Ana-baba arasındaki ilişki sıcaksa, bebekle anne arasındaki ilişki de sıcak olmakta, bu şekilde yetişen çocukların kendilerine olan güvenleri daha iyi gelişmektedir. Mutsuz bir anne veya babanın, kendisine yararı olmadığı gibi çocuğuna da pek yararı olmayacaktır. Çocuk gelişiminde, en önemli faktör, huzurlu ve mutlu bir yuva içinde yetişmiş olmaktır. Düşmanca, kavga ve huzursuz bir ev ortamında yetişen çocuklar, boşanmış veya bir ebeveynini kaybetmiş çocuklara göre kişilik gelişimi açısından daha fazla etkilenmektedirler.

Baba ile olan ilişkilerinde, onları kendilerini büyük ölçüde destekleyen bir kaynak olarak görmüş çocukların babadan ayrılığı sonucunda, okul başarılarının düştüğünü, saldırgan ve huzursuz davranışlar sergilediklerini gözlemlemekteyiz. Baba yokluğu sırasında çocukların çoğunun anneyle saldırganca kavga ettikleri görülmüştür. Çocuklar bu davranışlarında babanın evden gitmesinin nedeni olarak annelerini görmektedirler. Ayrıca baba yokluğunda gelişen bazı depresyonlar gizli depresyonlardır. Yani açıktan açığa kederli ve üzgün gibi görülmeyen çocuklarda depresyon, pek çok astım krizleri, öğrenme güçlükleri, evden kaçma, cinsel ve diğer saldırgan davranışlar şeklinde görülmektedir. Vakaların bazılarında ise tam tersi olarak, anneye saldırgan davranışlar sergileyen, evin huzurunu bozan bir babanın eve dönmesi ile de gözlenmiştir.

Tabi ki mutsuz, her anının zehir olduğu bir evlilik sadece çocuklar için sürdürülemez. Ama daha özgür olmak adı altında, sudan sebeplerle de bir evlilik bitirilmemelidir. Kaderimiz karar anlarımızda biçimlenir, eğer o kararımız bizden başkalarını da üzecekse, hele hele o, ufacık dünyanın en masum varlıklarının geleceğini etkileyecek ise, o zaman bu kararımızı bir kez daha düşünmemiz gerekir.