1

Uzun Zamandır Kimse Size Kendinizi Değerli Hissettirmedi mi?

Bana kendisini önemli hissetmek istemediğini söyleyen birini gösterin, bende size koskocaman bir yalancı göstereyim. Elbette bazı kişilerin başkasının sözlerine ya da değer göstermesine ihtiyacı yoktur. Ama aynaya baktığında karşısındaki kişinin de kırk yılda birde olsa bu değer duygusuna ihtiyacı vardır. Çoğu yazımda belirttiğim gibi hepimizin yaşama amacı, kendisini değerli hissetmek içindir. Bu kimisi için en iyi eve, en iyi arabaya sahip olmaktır. Kimisine göre dürüst olmak, kimisine göre ise çocuklarını ceketini satarak da olsa okutabilmektir. Her değer duygusu insanların yaşına, bulunduğu duruma ve elbette kişiliğine göre değişir. Yedi yaşındayken kendinizi değerli hissettiğiniz uğraşlarınız ile şimdikiler aynı mı? Esasında aynı ama araçlar farklı. Yedi yaşında sınavda başarılı olmayı isteyen bir çocuğun ihtiyacı kırk yaşında da işinde başarılı olmaktır. Temelde olan nedir peki? Belki de “Başarılı olmazsam insanlar beni sevmez” ya da başka bir şey, ama bu kişinin kendisini değerli hissetmesi sanki başarılı olmasına bağlıdır.
Ya olamazsa ne olacak peki? Bu hayatta her istediğimiz olmuyor maalesef. Her şey insanın isteklerine bağlı gelişmiyor. Dış etkenler, dış güçler de oluyor. Sonuç olarak hepimizin az çok da olsa tanınmaya ve övülmeye gereksinimi vardır. Övülme gereksinimimiz yemek yeme gereksinimimiz gibidir, hiçbir zaman uzun bir süreliğine karşılanmaz. Ünlü insanlar bile, kendilerine düzenli olarak, iyi göründüklerinin ve iyi iş çıkarttıklarının söylenmesini isterler. Kendinize bir kez benim için şu anda sorun lütfen” Bana güzel, akıllı, yeterli, etkili, sevimli, dürüst, vicdanlı, harika vb. olduğum istediğim sıklıkta söyleniyor mu?” Yanıtınız “Hayır” değil mi. Dünyadaki herkes için durum aynıdır. Hiçbir zaman istediğimiz kadar övülmeyiz. Geleceğim noktayı az çok tahmin ediyorsunuzdur diye düşünüyorum. İnsanlara siz ne kadar sıklıkta bunları yaparsanız size yansıması da o sıklıkta olur. Öncelikle bir kişi ile iletişim kurarken lütfen önce ona iyice bakın ama iyice, doyasıya … Cümleye, onun sizde uyandırdığı pozitif tarafını söyleyerek başlayın. Ama asla bunun adı yağcılık olmasın. Zaten yağcılık, dilden; iltifat ise gönülden çıkar. Bunu da karşıdaki kişi hisseder. Her insanın iyi bir yanı vardır. Yeter ki bakmasını bilin. Karşıdaki şımarır diye, ya da eleştirdikçe insanlar çalışır diye bir fikre sahipseniz sadece yanılıyorsunuz kayıplarınızdan haberiniz bile yok. Bir kez arada güzel sözler söyleyin, çevrenizi değerli hissettirin bakın sonra neler oluyor. Bunu duyan kişinin gözlerindeki anlık parıltıyı göreceksinizdir. Yoksa sizin en sevdiğiniz insanlar sizi her zaman en çok eleştiren , gerginlik yada huzursuz hissettiren kişiler midir? Biraz kendimizden düşünmek lazım. En son ne zaman çocuğunuza ya da eşinize, onların sizde uyandırdığı olumlu tarafları söylediniz. “Hiç yok ki “mi dediniz? Lütfen iyice bakın. Eşinize güveniyor musunuz? Sizce iyi bir anne mi? Hastalandığınızda yanınızda mı? İyi bir arkadaş mı? Gülüşü hoşunuza mı gidiyor? Vb. Biraz düşünün ve ona bunu söyleyin? Biraz gerildi iseniz yada bunu saçma buluyorsanız bilin ki korkuyorsunuz. İnsanlar yapmadıkları şeyi ilk yaptıklarında hep korkarlar. Kolu kırılıp ta alçıya alınanlar iyi bilirler. Bir ay sonra alçı açıldığında kolu resmen erimiştir. Kullanılmayan organ zayıflar. Davranışlarda öyle. O kolu geliştirmek için fizik tedavi uzmanı egzersiz programı verir. Bugünlük bende sizin eğer izin verirseniz davranış fizyoterapistiniz olmak istedim. Bir kez düşünün ve bu sabah eşinize, çocuğunuza ya da sevdiklerinize sizlerde onların uyandırdığı pozitif bir tarafı söyleyin. Bakın neler oluyor? Mutlu, huzurlu ve çevrenizdekileri dolayısıyla da kendinizi değerli hissedeceğiniz bir ömür geçirmeniz dileğiyle..

Dr. İbrahim Bilgen
Psikiyatrist-Psikoterapist

İlgili Başlıklar