1

Okul Zilleri Çalmaya Başladı

Tatil rehaveti yavaş yavaş kendini okul temposuna bırakmaya başladı. Yazlık panjurları, bavullar kapanıyor…

Yolcular  geri dönüş yolunda..Kitap, defter kokuları sonbahar rüzgarıyla kendini hissettiriyor ve çocuklarımız yeni bir okul yılına daha giriyorlar. Sadece çocuklar mı? Anne-babalar da tabi ki… Mutlu, sağlıklı ve başarılı bir okul yılı için olması gerekenler;

*Çocuklar henüz sudan çıkmış balık gibiler. Biraz kendilerine gelmelerine izin vermek gerekir. Kolay değil, üzerlerinden tatil rehaveti kalkacak. Tabi bu süreyi de abartmamak lazım.

*”Haydi artık okullar açılıyor, biraz ders çalışmaya başlasan iyi olur. Kitap okumalısın. Koskoca yaz geçti bir şey yapmadın!”” şekline olumsuz mesajlar içeren cümleler, çocukları okula teşvik etmeyecek, aksine geri adım attıracaktır.

*Bunun  yerine geçen seneki okul yılında yaşanılan olumlu örnekler hatırlatılarak yeni senenin planlanması konusunda çocuğa yardımcı olunmalıdır.

*Yeni okula başlayan bir çocuğunuz varsa onunla o yaşa dair kendi güzel okul anılarınızı paylaşmak-doğal bir süreçte, okula ilk başladığınız gün mesela-ona da keyif katacaktır.

*Okul değişikliği ve/veya yeni bir okula başlama söz konusu ise ilk günden önce çocukla beraber mutlaka okul ziyaret edilmelidir. Birkaç öğretmenle tanışıp, okul gezilip  havası solunmalıdır. Bu yeni başlangıçlarda hissedilen tedirginliğin kalkmasına yardımcı olacaktır.

*Okul kıyafet ve kırtasiye alışverişine mutlaka ama mutlaka çocukla birlikte gidilmeli, defter-kitap kaplama, okul malzemelerini organize etme vb. işler çocuğa ait olmalı. Anne baba yardımcı olarak bu göreve dahil olmalıdır. Çocuk çok küçük ise anne baba görevi devralmalı , çocuk kitabın-defterin ucundan tutarak muhakkak dahil edilmelidir.

*Anne baba çocuğunun doğru bir okulda olduğundan emin olmalı, bu konuda bir endişesi var ise bunu çocuğa yansıtmadan çözmeye çalışmalıdır.

*Uyku saatleri en geç üç haftada önceden kış programına göre ayarlamaya başlanmalı ki çocuk okul başladığında zorluk çekmemeli.

*Aynı şekilde beslenme düzeni de kış düzenine göre ayarlanmalı. (Sabah erken ama uygun bir saatte sağlam bir kahvaltı, ardından okuldaki saate uyabilecek bir saate göre öğle yemeği vb…)

*Pek çok okul için kitaplar okul açılmadan önce ailelerin eline geçtiği için çocukla beraber kitaplar şöylesine bir karıştırılıp yeni okul yılında öğrenecekleri üzerinde tatlı sohbetler edilebilir.

*Okul açıldığında her şeyin birden mükemmel gideceğini beklemek hem sizi hem de çocuğunuzu yıpratabilir. Özellikle de yeni okula başlayan bir çocuğunuz var ise buna daha çok dikkat etmek gerekir.

*Gece yatış ve sabah kalkışlarında zorlanmalar olabilir. Burada olumlu ama kararlı davranıp zaman tanımanız oldukça önemlidir.

*Aynı şekilde eve geldiğinde yaşı küçükse hemen oyuncaklarıyla oynamak istemesi ya da bilgisayarda ve/veya arkadaşlarıyla vakit geçirmek istemesi olağan bir istek olarak algılanmalı. Hemen sert yasaklar konulmamalıdır. Unutmayın tatil rehaveti!

*Bu süreç doğal atlatılmaya çalışılmalı, çocukla beraber program yapılmalıdır. İyi yapılan bir programlamayla bu öncelik yerini biraz oyun ve keyiften sonra ders çalışmaya bırakacaktır. Çocuk, o sorumluluğu alacaktır.

*Ders çalışma süreci başlı başına stratejik bir süreçtir ve iyi yönetilmesi gerekir. Anne babalar çocuğu okula yeniş başlasın veya devam ediyor olsun çocuklarının bu sorumluluğu hemen üstelenecekleri yanılgısına düşerler. Bu gerçekten bir yanılgıdır.

*Burada sorulması gereken soru: “Kızım/oğlum ders çalışmayı biliyor mu? “ olmalıdır. Yoksa çalıştırılıyor mu? Ya da ders çalıştığını mı zannediyor.?

*Özellikle okula yeni başlayan öğrenciler için “Ders nasıl çalışılır?”cümlesi anne baba için hedef bir cümle olmalı ve yine doğal bir şekilde çocuğa model olarak/yardımcı olarak öğretilmelidir. Çocuğunuzun öğrendiğine emin olduktan sonra ona çok hissetirmeden süreç kontrol edilmeli gerekli yerlerde müdahale edilmelidir. (Hiçbir çocuk annesinden ders çalışmayı bilerek doğmadı!)

*Yeni sınıf, bir yaş daha büyümüş olma, beraberinde yeni bir arkadaş çevresini de getireceğinden çocuğa yeni arkadaşlıklarında, arkadaşlarıyla program yapmasında yardımcı olunmalıdır.

*Okul yaşamı başarı odaklı olmamalıdır. Başarının çok önemsendiği ailelerde başarısızlık daha fazla konuşulduğu için çocukları da başarısız olmaktadır.

*Okul yaşamı sürecinde çocuğun zihinsel süreçlerini de artıran sportif faaliyetlerde bulunmasının getireceği olumlu etkiler şüphesiz ki çok olacaktır.

*TV seyretme, bilgisayar başında ve telefonla geçirilen saatler ailenin de kontrol sürecinde olmalı. Cezalandırma yöntemiyle değil, çocuklara bunların kullanma şeklinin öğretilmesi ve yine model olunması bu süreci de olumlu geliştirecektir.

*Okul, bir misyondur. Okumak, yaşama dair bir eylemdir. Pek çok çocuk tarafından  okumak sadece kitap okumak olarak anlamlanmakta ve maalesef sevilmemektedir. Bu konuda da iş yine anne babalara düşmemektedir. Çocuk bir manzaraya bakarak da okuyabilir,  bir resmi de okuyabilir-her ikisinde de neler gördüğünü ve neler hissettiğini anlatarak, çizgi roman da okuyabilir, tabela da okuyabilir…

*Pek çok yaşanmışlıkta sürekli “Kitap oku!”, uyarılarının yapılması ama bu konuda çocuğa model olunmaması okumadığı halde ona seçtirilmeden veya seçtirilerek yığınlar halinde kitap alınması hiçbir olumlu sonuç vermemektedir. Kitap okumak da başlı başına bir süreçtir.

*Son olarak yaşı ne olursa olsun, okulu hangi okul olursa olsun her öğrenci kendi ana dilinde iyi bir okur ve yazar olmalıdır. Ana dilini iyi okuyup yazan bir çocuk, iyi bir matematik okur yazarıdır aynı zamanda. Bu nedenledir ki anne babaların çocuklarının okul yaşamına dair ilk ve en önemli hedefi: “Kendi ana dilinde iyi bir okur yazar olmak!” olmalıdır.

Mürüvvet ADALI UYGUN
Eğitim Danışmanı

İlgili Başlıklar